Ürolojik Operasyonlara Artık Kızılötesi Gözlerle Bakılıyor…

Ürolojik Operasyonlara Artık Kızılötesi Gözlerle Bakılıyor…

5 Mayıs 2021 Kapalı Yazar: Yuzde 100 Saglik

Teknoloji; her alanda olduğu gibi sağlıkta da hızla gelişerek hastalıkların tanısı, tedavisi ve takibinde yenilikler sunuyor. Son yıllardaki gelişmelerden bir tanesi, ameliyatlarda kızılötesi ışık altında dokuların ayırt edilmesini kolaylaştıran görüntüleme sistemleridir.

Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Acar’ın verdiği bilgiye göre, laparoskopik ve robotik cerrahilerde kullanılmak üzere tasarlanan bu görüntüleme sistemleri, floresan (ışığı emikten sonra yansıtan) maddelerin ayırt edilmek istenen organlara kan yoluyla veya direkt enjekte edilmesi sonrası görüntülenmesi prensibi ile çalışıyor.

Floresan maddelerin cerrahi sırasında normal görüntüyü bozmaması gereklidir. Bunu engelleyebilmek için normal ışıkta görülmeyen ancak gözümüzün algılayamadığı ışıkta (kızılötesi) görünür olan floresan maddeler ve onları görüntüleyen kameralar geliştirilmiştir. Bu amaçla “İndosiyanin Yeşili” adındaki floresan madde kullanılmaktadır.

Cerrahi sırasında kızılötesi kameraların kullanılması cerrahlara hastaların anatomisini daha net görmelerini ve daha başarılı sonuçlar elde etmelerini sağlamaktadır. Bu teknoloji, böbrek tümörü ve prostat kanseri lenf bezi cerrahisi başta olmak üzere birçok laparoskopik ve robotik ürolojik cerrahide kullanılmaya başlanmıştır.

Böbrek tümörlerinde hangi hastalarda ve nasıl kullanılmaktadır? 

Doç.Dr.Cenk Acar’ın verdiği bilgiye göre, ultrason ve tomografi gibi yöntemlerin yaygınlaşmasıyla böbrek kanserlerinin büyük kısmı böbreğe sınırlı iken yakalanabilmektedir. Böbreğe sınırlı ve 7 santimden küçük böbrek kanserlerinin cerrahi tedavisinde altın standart yöntem Parsiyel Nefrektomi (Sadece Böbrekteki Kitlenin Çıkarılması) olarak kabul edilmektedir.

Çalışmalar, böbrekteki kitlenin çıkarılmasının böbreğin tamamen alınmasıyla aynı onkolojik sonuçlara sahip olduğunu göstermiştir. Sadece kitle çıkarıldığında böbreğin diğer kısımları normal işlevine devam etmektedir. Böbrek fonksiyonlarının korunması hastaların cerrahi sonrası yaşam kaliteleri için oldukça önemlidir. Kanserli böbreğinin tamamı çıkarılan hastaların kanserleri nüks etmese de sadece kitlesi çıkarılanlardan daha kısa yaşadığı gösterilmiştir. Bunun nedeni tek böbrekli kalan hastaların kronik böbrek hastalığı gibi hayatı tehdit eden durumlara yatkınlıklarının fazla olmasıdır.

Zorluklar nedeniyle ürologların cerrahi (parsiyel nefrektomi) tekniği uygulama esnasındaki streslerinin arttığını biliyoruz. Bu durum, cerrahi tipi kararında hastaların laparoskopik ve robotik (Minimal İnvazif Cerrahi) cerrahi yerine açık cerrahi veya böbreğin tamamının alınması konusunda yönlendirmesine yol açmaktadır.

İndosiyanin yeşilinin vücuda enjekte edilmesi sonrası kızılötesi kameralarla kitle ile normal böbrek dokusu ayırt edilebilmekte ve böbrek damarları görüntülenebilmektedir. Bu sayede, kanserin bulunduğu kısım daha net görüntülenerek kitle onkolojik prensiplere uygun çıkartılabilmektedir. Böbrek kısmını besleyen damarlar net olarak ayırt edilmekte ve cerrahi teknik gereği geçici olarak kapatılabilmektedir. Böylece kalan böbrek dokusunun zarar görmesi engellenmektedir.

Prostat kanserinde kullanım alanları nelerdir?

  • Prostata sınırlı kanseri olan hastaların cerrahi sonrası %35-45’inde prostat çevresine ve lenf bezlerine yayılım olduğu saptanmaktadır. Bu durumun önceden tespiti veya cerrahi (açık veya robotik cerrahi) sırasında, lenf bezi yayılımı açısından riskli hastalarda prostat çevresindeki lenf bezlerinin tamamen çıkarılması tedavi planını değiştirerek hastaların sağkalımlarını uzatabilmektedir.
  • Lenf bezlerine yayılımın gösterilebilmesi cerrahi sırasında prostat çevresindeki lenf bezlerinin çıkarılması ile mümkündür. Bu cerrahi bazı ameliyat sonrası komplikasyonları beraberinde getirmektedir. Bunlarla karşılaşmamak için bazı cerrahlar lenf bezlerinin tamamen temizlenmesinden kaçınmakta ve birkaç örnek alarak işlemi bitirmektedirler.
  • Son yıllardaki gelişmelerle robot yardımlı ve laparoskopik prostat kanser cerrahisi sırasında kanserin ilk sıçrayacağı lenf bezinin bulunup sadece onun çıkarılmasının tanı açısından yeterli olduğunu gösteren çalışmalar yayınlanmaya başladı. Ameliyat sırasında indosiyanin yeşili ile ilk görülen lenf bezinin kızılötesi ışıkta yeşil refle vermesi sayesinde tanınmasına imkan veren bu yöntemle lenf bezine metastaz olup olmadığı tespit edilebilmektedir.

Üroloji’deki diğer kullanım alanları nedir?

Doç.Dr. Cenk Acar’ın verdiği bilgiye göre, indosiyanin yeşilinin yukarıda bahsettiğim cerrahilerde başarı ile uygulanması diğer laparoskopik ve robotik cerrahilerde kullanımı için ürologları heveslendirmiş ve birçok farklı cerrahide kullanıldığını bildiren çalışmalar yayınlanmıştır. Bunların başında robotik prostat kanseri cerrahisinde sertleşmeyi sağlayan sinirlerin korunması ve üreter (iç idrar kanalı) ile ilgili cerrahiler gelmektedir.

Bu teknolojiyi kullanmak için nasıl bir eğitim almak gerekir?

  • Orta ve ileri düzey laparoskopik ve robotik cerrahi tecrübesi olan her üroloğun uygulayabileceği bir yöntemdir.
  • İndosiyanin yeşili ve kızılötesi kameralarla çalışabilmek için hastalara uygulamadan önce hayvanlar üzerinde eğitimlerin verildiği kurslar tercih edilmelidir.
  • Bu tip kurslar henüz yaygın değil. 2015 yılının Eylül ayında dünyada ilk kez kızılötesi kameranın laparoskopik eğitimini veren bir hayvan kursunu İstanbul’da düzenledik.

Bu kursta hem yurt dışından hem de Türkiye’den gelen ürologlara dünyaca ünlü eğitmenler eşliğinde kullanımını anlattık ve hayvanlar üzerinde uygulamalarını sağladık.  Ürologların bu konuya ilgisi arttıkça kursların artacağını düşünüyorum.