Kontrolde Gecikince  Meme Kanserine “Genç” Yakalanıyoruz!..

Kontrolde Gecikince Meme Kanserine “Genç” Yakalanıyoruz!..

6 Mayıs 2021 Kapalı Yazar: Yuzde 100 Saglik

Kanser sıklığı, gelişmiş ülkelerde 60’lı yaşlarda daha fazla iken ülkemizde 45-49 yaş grubunda %16,7’lik bir değerle maksimuma ulaşıyor.

Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Erkan Öztürk, Türkiye’de kadınlarda gelişmiş ülkelerdeki hemcinslerine oranla daha genç yaşta meme kanseri görüldüğünü belirtti. Öztürk, ABD ve Avrupa ülkelerinde meme kanseri sıklığının 60’lı yaşlarda, Türkiye’de ise 45-49 yaş grubunda olduğunu söylerken, tarama programları ve erken tanının önemini vurguladı.

SAĞ KALIM ORANLARI YÜZDE 20 ARTIYOR

Öztürk, meme kanserli hastalarda tüm evrelerde beş yıllık sağ kalım oranlarının, tüm gelişmiş ülkelerde yine erken tanı sayesinde yüzde 73 iken, gelişmekte olan ülkelerde yüzde 53 olarak bildirildiğini vurguladı. Doç. Dr. Erkan Öztürk, erken tanının, meme koruyucu ve onkoplastik cerrahi yöntemlerin uygulanarak daha iyi meme estetiğini sağladığını da ekledi.

MEME KANSERİNDE RİSK FAKTÖRLERİ NELERDİR ?

Doç. Dr. Erkan Öztürk,

  • BRCA-1 ve BRCA-2 gen mutasyonu ve diğer genetik mutasyonlar,
  • ailede meme kanseri olması,
  • yaş,
  • atipik proliferatif meme lezyonlarının varlığı,
  • erken adet olma ve geç menopoza girme gibi durumların kişinin değiştiremeyeceği meme kanseri risk faktörleri olduğunu belirtiyor.

 BAZI RİSK FAKTÖRLERİYAŞAM TARZI DEĞİŞİKLİLİKLERİ İLE AZALTILABİLİYOR.

 Meme dokusu gelişimi emzirme dönemi tamamlanıyor

 Doç. Dr. Erkan Öztürk, bu çerçevede çocuk sahibi olma yaşı ile meme kanseri riski arasındaki ilişki için şu vurguyu yapıyor: “Meme dokusu tam olarak gelişimini ancak emzirme döneminde tamamlamaktadır. 30 yaşından sonra anne olan ve emziren kadınlarda meme gelişimi daha ileri yaşlarda tamamlandığı için kanser riski daha fazladır. Bu durum gelişmiş toplumlarda anne yaşının büyümesi nedeniyle bir problem olarak karşımıza çıkmaktadır.” 

Bir diğer değiştirilebilir faktör olarak doğum kontrol hap ve iğneleri ile menopoz dönemi ilaç kullanımına değinen Öztürk, “Doğum kontrol haplarının kullanımı bırakıldıktan 10 sene sonra meme kanseri riskinde artış sıfırlanmakta, iğne şeklindeki doğum kontrol ilaçlarında ise 5 sene sonra risk artışı azalmaktadır” dedi. Öztürk, “Menopoz belirtilerini azaltmak ve menopozun neden olduğu kemik erimesi tedavisi için kullanılan östrojen içerikli ilaçlar da hem meme kanseri riskini hem de meme kanserinden ölüm riskini arttırmaktadır. Menopoz sonrası aşırı kilo da meme kanseri için bir risk faktörüdür” diye konuştu.

ERKEN TANI İÇİN 4 BİLEŞEN ŞART

Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Erkan Öztürk’ün verdiği bilgiye göre; meme kanserinin erken tanısı için dört bileşen var. Kadınların meme kanserinin farkında olması, kendi kendini meme muayenesi, hekim muayenesi ve tarama mamografisi ancak birlikte olduğunda erken tanı başarılabilir. 20 yaş sonrası her kadın, ayda bir kez kendi kendini muayene etmelidir. Böylelikle bedenini tanıyarak herhangi bir olağan dışı değişikliği erken fark edip hekime başvurması sağlanır.

Belirli aralıklarla, yüksek risk yok ise özellikle 40 yaşından sonra ise yılda bir kez hekim muayenesi ve mamografi önemlidir.

Ailesinde meme kanseri olan, genetik olarak meme kanseri riski taşıyan, hiç doğum yapmamış ve hiç emzirmemiş, doğum kontrol hapı kullanım hikâyesi olan, ilk doğumunu 30 yaşından sonra yapmış, yüksek riskli kadınlarda daha erken yaşlarda da mamografi ile tarama programlarına başlanabilir.

RADYASYONA BAĞLI KANSER ENDİŞESİ… 

MAMOGRAFİDE ALINAN RADYASYONDA ENDİŞEYE GEREK YOK !

Mamografi taramasının meme kanserinde ölüm oranlarını yüzde 25-30 oranında azalttığını söyleyen Öztürk, “Mamografi taramasında hastaların en çok endişe ettiği konu işlem sırasında uygulanan radyasyonun meme kanseri açısından risk taşıyıp taşımadığıdır. Oysa mamografi sırasında alınan radyasyon dozu oldukça düşüktür. 40 yaş üzeri kadınlarda radyasyona bağlı kanser oluşma olasılığı yok denecek kadar azdır. Doğru ve erken tanı ile elde edilecek fayda riske göre oldukça fazladır” dedi.